28 Haziran 2013 Cuma

Şiddetle tavsiye edilir!

Geçenlerde hobipediaofema hem çok güzel görünen hem de çok kolay bir tarif paylaşmıştı. Ona da deneyeceğimi söylemiştim. Sonuçları paylaş dedi bana... Sonuç tek kelimeyle muhteşem :) Şiddetle tavsiye ederim. Yalnız biz yoğurdu sarımsaklı tercih ettik :) Bir de domates rendelemeye çok üşendim sosumu sadece tereyağı ve salça ile yaptım. Böyle de güzel oldu. Güneş beyti gibi olmuş dedi. Siz de deneyin :)

 

24 Haziran 2013 Pazartesi

Bu sayfa senin için elifcik :)

Elif sordu bugün Tefal Clipso kullanıp kullanmadığımı. Tefal clipsoda dana rosto yapmak istiyormuş. Bende yapmıştım. Ama unutmuşum. Hem burda yazıp unutmayayım bir daha diye tarifi gene biryerlerden buluverdim. Zaten bu tarif tefal clipsonun yanında verdikleri yemek kitabında yazıyor. Hatta oradaki işe yarar tek tarif :) Tabi siz evde bıldırcınlı portakal yatağı (Tamamen attım şimdi. Ama abartmadığıma emin olabilirsiniz :)) yapmıyorsanız. Bu arada tarifi vermeden önce; mutfakta en çok kullandığım eşyam olduğunu söylemek isterim. Kısıtlı yemek yapmaya zamanı olan biz çalışan kadınlar :) (ne çabuk büyüdük!) için bulunmaz Bursa kumaşı. Patates mi haşlıycam 10 dk., mercimek çorbasımı 10 dk. , et mi 30 dk. Sebze mi haşlıycaz buharda mis gibi 3 dak., hatta ben abartım 10 dakikada falan ıspanak yemeği pişirmiştim :) Kullanımı da çok kolay. Zaten neyin ne kadar sürede piştiği kullanma kılavuzunda yazıyor. Siz sadece saati ayarlıyorsunuz. Clipsonun güzelce kapandığından ve mandalını pişirmek istediğiniz moda çevirdikten sonra altını son sürat açıyoruz. Düdüklü gerekli ısıya ulaşana dek, saat hiç eksilmez. Ulaşınca ötmeye başlar, işte o zaman tek yapmamız gereken ocağın altını en kısık seviyeye almak. Saat geri sayım yapmaya başlar. Bitincede gene öter. 5 dk. falan soğumasını bekleyip, mandalını yavaş yavaş havasını çıkartarak çeviriyoruz. Hiç hava kalmayınca açıyoruz :) Havasını kendisi kontrollü bir şekilde çıkardığı için ve siz içinde hiç hava kalmadığında açtığınız için zaten hiç tehlikesi yok. Denemedim ama zaten içinde hava varken açmaya izin vermiyor diye biliyorum. Şimdi gelelim tarife...Ama resmi yok. O da bir dahaki pişirmemize :)

Tefal Clipso' da Dana Rosto

800 gr. dana rosto
1 havuç
1 soğan
Kekik
1 yemek kaşığı zeytinyağı
1 bardak su
Tuz, karabiber

Tefal Clipsoda yağı kızdırıyoruz. Rosto etlerimizi ister parçalayıp her yanını kızartabiliriz; ister bütün olarak atıp her yanını kızartabiliriz. Piştikten sonrada servisten önce parçalayabiliriz :) Halka halka dilimlediğimiz havucu ve yarım ay şeklinde doğradığımız soğanı üzerine ekliyoruz biraz kavuruyoruz. Karabiber, tuz ve kekik ekliyoruz. Suyunu ekliyoruz. Düdüklü tenceremizi kapatıyoruz. Mandalını et pişirme yerine kadar çeviriyoruz. Saatini 35 dakikaya kuruyoruz. Altını sonuna dek açıyoruz. Kaynayınca ötüyor. Hemen altını kısıyoruz. Dakikalar bitincede gene ötüyor. Altını kapatıyoruz. 5 dakika bekleyip yavaş yavaş havasını çıkartıyoruz. Sonra rostolarımızı dilimlemediysek dilimleyerek servis yapıyoruz.

Afiyet olsun :)

20 Haziran 2013 Perşembe

Canım babam

Bu arada geçtiğimiz pazar babalar günüydü. Biz de annem ve babamla birlikte Isparta'da olduğumuz için bu günü beraber geçirmiş olduk. İyi oldu. Hatta dedemi bile gördüm :) Buradan başta babam ve Necati babam olmak üzere tüm babaların babalar gününü kutluyorum. Babamı çok seviyorum...

Evde pizza

Annem ve babam Isparta’da . Onur’un da finalleri var. Kardeşcezim ders çalışsın rahat rahat, güzel yemekler yesin, hem cancazı sıkılmasın diye onu bırakmıyorum. Bu aralar bizde kalıyor. Ama hep ders çalışıyor. O nedenle Güneş Onur’u şu aralar pek sıkıcı buluyor J Hep ders çalışıyormuş; hiç Güneş’le sohbet edemiyormuş J Benim kocişim sohbeti pek sever. Pek tatlı sohbet eder J Neyse o yüzden bu aralar evde Onur’un seveceği şeyler yapmaya çalışıyorum. Dün akşam da pizza yaptım. Süper ötesi olduğunu söyleyebilirim. Normalde pizzanın üstüne ketçap sıkıp yemeyi tercih ederim. Ama bu sefer dedim ki ben bu pizzanın tadını bozamayacağım J. Hamuru gerçekten dışarıda yediğiniz pizzalar gibi oluyor. Pizzamın tarifine gelince :


Hamuru için:
  • 1 yumurta
  • 2.5 su bardağı un
  • Yarım çay bardağı sıvı yağ
  • 2 çorba kaşığı yoğurt
  • Yarım çay bardağı süt
  • Yarım paket yaş maya yada 1çorba kaşığı kuru maya
  • Bir tatlı kaşığı şeker
  • Tuz (1.5 çay kaşığı kadar)
Sosu için:
  • 2 domates rendesi
  • 1 yemek kaşığı salça
  • Karabiber, kekik, biraz kimyon ve tuz
  • Zeytinyağı
  • Tuz
Üst malzemeler:
  • Sucuk
  • Sosis
  • Mantar
  • Kaşar peyniri
  • Yeşil biber
  • Domates
NOT: Tabiki üst malzemeler  damak tadına göre değişir. Başka çeşit peynir kullanmayı tercih edebilirsiniz. Mesela mozerella, hellim... Yada ben Onur yemediği için zeytin koyamadım. Ama siyah zeytin dilimleri koyabilirsiniz. Mısır konuluyor. Ben sevmediğim için koymadım. Kimileri de acı dilimlenmiş biber turşusu koyuyor. Onu da koymadım J Yada salam da koyabilirsiniz..

Hamurunun Yapılışı:
  1. Sütü ısıtın. Süt elinizi yakmayacak bir sıcaklıkta olsun. Mayayı ve şekeri içine ilave ederek kabarması için yaklaşık 15 dakika bekleyelim.
  2. Unu bir kabın içine boşaltalım. Ortasını havuz gibi açalım mayalı sütü,yumurtayı, yoğurdu, sıvı yağı ve tuzu ilave ederek yoğuralım. (Hamur bütün unları kaptan toparlamış olmalı. Kaptan kurtulmalı.)
  3. Hamur kabının ağzını örtüp ılık ortamda hamur iki katı olana kadar mayalandıralım.
NOT: Kolay bir hamur mayalama yöntemi denedim. Hamuru yoğurmaya başlarken fırınımı 10 dakika kadar 100 derecede ısıttım. Kardığım hamuru bu fırının içine koydum. Fakat fırının kapağını kapatmadım. Böylece hamur 30-35 dakika kadar bir sürede mayalandı.

Sosun yapılışı:
  1. Domatesleri  rendeleyelim.
  2. Ufak bir sos tenceresine biraz zeytinyağı (2 yemek kaşığı kadar) koyalım. Kızınca salçayı da ilave edip kavuralım.
  3. Rendelediğimiz domatesi de üzerine ekleyelim. Damak tadımıza göre baharatları ekleyelim. 5 dakika kadar pişirelim. Hamurumuz mayalanan kadar sos da biraz ılısın.

NOT: Bazı tariflerde sos yerine ketçap sürdürüyor. Ancak ben her şeyi doğal olan bir pizza yapmak istedim. Yada zeytinyağıyla yumuşatılmış salça. Ama bence gene de bu daha güzel.

Pizzayı hazırlayalım :)
  1. Dikdörtgen bir fırın tepsisini yağlıyoruz. Üzerine hafif un serpiyoruz.
  2. Mayalanan hamurumuzu tüm tepsimizi kaplayacak şekilde ellerimizle bastırarak yayıyoruz.  Hamurun 10-15 yerine bıçak batırıyoruz.  
NOT: Hamur çok ince olmuş gibi geliyor. Ancak pişince gayet güzel oluyor. Ben ince hamurlu pizzayı tercih ederim. Eğer siz daha kalın bir hamur isterseniz. Normal fırın tepsisinden biraz daha küçük bir tepsiye yayın hamurunuzu.
  1. Hamurun üzerine hazırladığımız sosu her yerine eşit miktarda sürüyoruz.
  2. Üzerlerine rendelediğimiz kaşarın yarısını koyuyoruz.
  3. Üzerine sucukları, mantarları, sosisleri, biberleri ve domatesleri diziyoruz.
  4. Önceden ısıtılmış 190 derece fırında kenarları kızarana kadar pişiriyoruz.
NOT: Kenarları kızarınca ben birde spatulayla pizza kalkıyor mu diye hafif kenarından kaldırdım. Hamur pişmiş mi diye de kontrol ettim
  1. Sonra kalan rendelenmiş kaşar peynirimizi de üzerine serpip; üzerinin kızarmasını bekliyoruz.
  2. Üzeri kızarınca fırından çıkarıyoruz. 5 dakika sonra kesip sıcacık servis yapıyoruz.

Afiyet olsun...

Oh elektriğimi toprağa verdim :)


Oh valla ben bu hafta sonu tüm elektriğimi toprağa verdim :) Şaka bir yana biz bu hafta sonu memleketim Büyükkabaca’ya gittik. Kiraz toplamaya. Orada annemlerin 5-6 tane kiraz ağacı var. 5-6 tane kiraz ağacı için oralara gidilir mi demeyin. Geçen sene bu ağaçlar bize yaklaşık 1 ton kiraz verdiler :) Ama bu seneyi sormayın yaklaşık sadece 100 kilo :) Bu sene nedense kiraz az olmuş. Bizde kocişimle beraber gittik. Hem annemlere yardım ettik hemde bizim içinde bir değişiklik oldu. Tarlaya gitmek, ağaçtan kiraz toplamak, sevdiğim insanları en önemlisi de biricik anneannemi görmek bana gerçekten iyi geldi. Kiraz az olduğu içinde zaten hemen 5-6 saatte topladık, sattık, bitti. Tatilin geri kalanında da akrabalarla toplandık. Tabi ki oralara kadar gitmişken Eğirdir gölünü ziyaret ettik. Mis havasını içimize çektik :) Birde gölün balığından yedik. Güzel bir hafta sonuydu. En sevdiğim meyve kiraz :) En sevdiğim kiraz Büyükkabaca kirazı :)

13 Haziran 2013 Perşembe

Damla çikolatalı kurabiye


Uzun zamandır anlatmak istediğim ama bir türlü anlatamadığım, sevgili kocamın ve kardeşimin bayıldığı lezzetli çikolatalı kurabiyeler....Soğuyunca hanımeller tadında tam bir amerikan kurabiyesi oluyor. Burada bahsettiğimden beri bu kurabiyeden 4 kere falan yaptım. Her seferinde şekeriyle ilgili denemeler yaptım. Size hem tarifini hem de deneme sonuçlarımı yazayım:) Ama çok güzel bir kurabiye. Denemenizi tavsiye ediyorum.



Tarif:(Bu tarif seneler önce damla çikolata kutusunun arkasında yazıyordu. Hala yazıyor mu dikkat etmedim)

100 gram oda sıcaklığında tereyağı
Yarım su bardağından biraz fazla şeker
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1 tutam tuz
1+yarım su bardağı un
1 yumurta
Yarım paket damla çikolata (125 gram)

Yağ, yumurta, şekeri köpürünceye kadar çırp.
Un, tuz, vanilya, kabartma tozunu karıştır.
Bu iki karışımı ve damla çikolataları karıştır :)

Hamur diğer kurabiye hamurlarına göre yumuşakça olur. Bir kaşık yardımıyla yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye hamuru dizin. Kurabiyelerinize düzgün yuvarlak şekil vermenize gerek yok. Bu kurabiye pişince yayılıyor zaten. Aralıklı dizmeyi unutmayın :)

Ben şimdi zaten bu tarifi hep uyguluyordum. Bir de takip ettiğim hobipedia da buna çok benzer bir tarif var. Onu da denedim. Yalnız bu tarifte kahverengi şeker kullanıldığı için kurabiye soğuyunca şeker yerken ağzınıza geliyor. Eğer siz bu şekilde seviyorsanız bu tarifi de deneyebilirsiniz. En son yaptığım ise kendi tarifimin içerisine yarım bardak normal şeker ve 3 yemek kaşığı kahverengi şeker koymak oldu. Bu bence en güzeliydi. Çünkü kahverengi şekerde insanın ağzında karamelli bir tat bırakıyor. Siz de damak tadınıza hangisi uygunsa onu yapabilirsiniz. 150 derece fırında pişirin. Afiyet olsun :)

Evde film keyfi

Bizim evimizde kocamaaan bir film arşivimiz var. O yüzden canımız istediğinde açıyoruz arşivimizi, beğeniyoruz filmimizi ve L tipi koltuğun bir tarafına Güneş, öteki tarafına ben oooh, süper oluyor valla :)
Bu pazartesi de The Fountain adlı filmi seyrettik. Aslında böyle bir çok film seyrettik ama ben onları buraya yazmıyordum. Bu filmi yazdım çünkü hem çok beğendim hemde çok değişik. Filmin kategorisini soracak olursanız aşk, gerilim drama, aksiyon :) Valla ne diyeceğimi bilemeyebilirim. Aslında film 3 ayrı hikaye anlatıyor gibi. İzlemediyseniz şiddetle tavsiye ediyorum. Hugh Jackman oynuyor. Gene oyunculuğuna diyecek hiç bir şey bulamıyorum. Her zamanki gibi muhteşem. Eee o halde iyi seyirler :)

Pazar Keyfi

Biz bu pazar ailecek (Güneş, Annem, Babam, Onur) Eymir'de güzel bir gün geçirdik :) Yürüdük, yedik, içtik... Hafta sonları için güzel bir kaçamak Eymir gölü. Biz çok gidiyoruz. Ama diğerlerinden farklı olarak ilk defa kayığa bindik. Genelde kürekçi Güneş oldu ama halinden bir şikayeti yoktu :)





Sonrada bu güzel günü Etlik Özler Döner de noktaladık... Etlik 'e yolunuz düşerse mutlaka gidin. Tepe Prime 'da da var ama gene de Etlik...Bence Ankara'nın en iyi dönerini orada yiyebilirsiniz :)

12 Haziran 2013 Çarşamba

AFTUD Gala Gecesi

 

 



Hani daha önce bahsetmiştim ya size AFTUD GSK' nın gala gecesinden...İşte geçen cuma akşamı annem, ben ve Güneş Nazım Hikmet Kültür Merkezine izlemeye gittik. Gerçekten çok güzeldi. O kadar muhteşem o kadar çok hazırlanmışlar ki...Böyle bir gecede geçen sene küçük bir katkım olduğu için gerçekten ne kadar zor, ne kadar emek gerektiriyor çok iyi biliyorum. Ustaca ve neredeyse her yöreden bir parça olan bu muhteşem folklor gecesini bu nedenle resmen ağzım açık izledim. Ben bu kadar profesyonel bu kadar bu işe gönül vermiş insanlar daha önce görmedim gerçekten :) Hayatımda izlediğim en güzel Artvin'di. Hepsi çok güzeldi. Küçüklerin bile mükemmel, hiç şaşırmadan gösterilerini yapmaları AFTUD GSK 'nın bu işi ne kadar çok ciddiye aldığını ve ne kadar çok mükemmel yaptığını ortaya koyuyor. İşte geceden bazı fotoğraflar...
 
 
 

Sadrazam lokumu

Çok güzel ve hafif bir sütlü tatlı tarifi vereceğim şimdi sizlere :) Bende annemden öğrendim. Bu tatlıyı ne zaman misafirlerime yapsam hep aynı diyalog:

Ama ben tatlı da yapmıştım almayacak mısınız?
Yok valla ben çok doydum. Almasam olmaz mı?
Güneş: Ama bakın bu tatlı çok güzel.
İyi o zaman sadece tadına bakıyım küçük bir parça...

Ve yedikten sonra...

Ayy çok güzelmiş. Çok şiştim ama bir tane daha alabilir miyim :)

Sadrazam Lokumu

Malzemeler:
  • 1 litre süt
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağından 2 parmak eksik un
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 paket şekerli vanilin
  • 1 paket kaymak tadında kremşanti
  • Muz yada çilek
  • Ceviz yada fındık
  • Bol hindistan cevizi



  • Yapılışı:

    1- İlk önce muhallebisini yapalım. Muhallebi için soğuk sütü, unu ve şekeri iyice koyu kıvama gelene dek karıştırarak pişirelim. Koyu kıvama gelince ocaktan alalım; içine vanilya ve tereyağını da ekleyip mikserle bir süre çırpalım.
    2- Bildiğimiz dikdörtgen fırın tepsisinin içini hiç boşluk kalmayacak şekilde bolca hindistan ceviziyle kaplıyoruz. Hazırladığımız muhallebiyi fırın tepsisine döküp tepsinin her yerini kaplayacak şekilde yayıyoruz ve tepsiyi buz dolabına kaldırıyoruz. 3-4 saat bekletiyoruz
    3- Soğuk sütle kaymak tadında şantimizi paketin üzerindeki tarife uygun yapıyoruz.
    4- Muhallebinin üzerine bu krem şantiyide güzelce spatula yardımıyla yayıyoruz. 1 saat daha buz dolabında bekletiyoruz.
    5- Tepsideki muhallebiyi boyuna ve enine dörde kesiyoruz. Dolapta bekletme sürelerine uymalıyız. Yoksa muhallebi güzel sarılmıyor. Eğer sabredip beklersek çok kolay sarılıyor :)
    6- Tatlımızı en son muhafaza edeceğimiz bir borcamın altına da biraz hindistan cevizi serpiyoruz.
    7- Muzları muhallebi dilimlerimizin enine sığacak şekilde ince uzun kesiyoruz.
    8- Cevizi yada fındığı kıyıyoruz.
    9- Her bir muhallebi diliminin üzerine muz ve ceviz koyup sarıyoruz. Hindistan cevizi döktüğümüz borcamın içerisine koyuyoruz.
    10- Eğer muhallebi sarmalarınız yeterince iyi olmadıysa, tüm muhallebiyi sardıktan sonra fırın tepsisinin içerisinde kalan hindistan cevizinin üzerine tek tek bu sarmaları koyup şekillerini düzeltebilirsiniz. Hatta sarmalarınızın büyük olduğunu düşünüyorsanız ortadan ikiye keserek küçültebilirsiniz. Ben öyle yaptım.

    Uğraştırıcı gibi görünüyor sanki ama aslında çok kolay hemde süper lezzetli.
    Deneyin. Şiddetle tavsiye ediyorum :) Herkese afiyet olsun...

    7 Haziran 2013 Cuma

    Komşuda pişer sanada düşer :)

    Geçenlerde annemden mercimek köftesi tarifini aldım. Misafirlerime yaptım. Güya birde yarım ölçü yaptım. Yarım ölçü yapmasaymışım ne olacakmış? Nasıl bitecekmiş acaba? Ama iyi oldu. Üst kattaki komşum Sema' lara da gönderdim. Umarım beğenmişlerdir :) Ben buraya tam ölçüleri yazayım. Ama 4 kişi için yarım ölçü fazla oldu diyebilirim :)




    Malzemeler:

    2 su bardağı kırmızı mercimek
    1 su bardağı ince bulgur
    Maydanoz
    Taze soğan
    1 Kuru soğan
    Tuz, karabiber, azıcık kimyon (isteğe bağlı), kırmızı biber, nane
    Dere otu
    1 yemek kaşığı salça
    Su
    1 çay bardağı zeytinyağı
    1 limon





    2 su bardağı kırmızı mercimeği 4 su bardağı suda iyice haşlıyoruz. Sonra içine 1 bardak bulgurumuzu koyup. Ocağın altını ve tencerenin kapağını kapatıyoruz. 20-25 dk. bekliyoruz. Bu arada zeytinyağını bir tavada ısıtıp içine incecik kıydığımız kuru soğanı koyup; soğanlar pembeleşinceye kadar salçayı da katarak kavuruyoruz. Bu arada damak zevkinize göre miktarlarını ayarlayarak yeşilliklerimizi ince ince doğruyoruz. (Ben yarım ölçü için: 4 tane taze soğan, çeyrek demetten biraz fazla maydanoz ve gene  çeyrek demetten biraz fazla dereotu kullandım.) Sonra derince bir kapta bulgur mercimek karışımımızı, baharatlarımızı ve salçayla kavurduğumuz soğanı alıp iyice yoğuruyoruz. En son içerisine doğradığımız yeşillikleri de katıp çok az yoğurduktan sonra şekil veriyoruz. Afiyet olsun :)

    Yufka cipsleri

    Geçenlerde internette gezinirken rastladım. Daha önce de Elifcikten duymuştum. Akşam da tesadüf misafirim gelecekti. Hemen denedim. Gerçekten çok beğendim. Sizinde hoşunuza giderse internette aratın; bir çok çeşidini yapmış insanlar. Benimkini soracak olursanız...
    Bir yufkanın yarısının (yufkayı kesmeden) her yerine zeytinyağı, salça, kekik, karabiber, kırmızı biber karıştırıp bir fırça yardımıyla incecik sürdüm. Yufkanın diğer kalan yarısını üzerine kapattım. İyice bastırdım. İstediğim gibi keserek şekil verip fırına sürdüm. Bakın ne çıktı :)


    İşte bu çıtır çıtır atıştırmalıklar. Ben Güneş'in arkadaşlarına da ikram ettim. Çok beğendiler. Yanına da nane ve süzme yoğurdu karıştırıp sos yaptım. Ohh alın size sağlıklı cips. İnternette araştırmalarım sırasında salça yerine labne peyniri, krem peynir yada zeytin ezmesi, hatta sade yapanlara rastladım. Onları da yapar yeriz :)
    Birde içine şu mangal tadında tavuk sosları varya; birazcıkta ondan koydum. Çoook güzel oldu.

    5 Haziran 2013 Çarşamba

    Iron Man 3

    İlk ikisini izlemedim ancak; Cepada ayın filmi olması nedeniyle sadece 5 TL olduğu için, aksiyon filmlerini 3 boyutlu seyretmeye bayıldığım için gittik. Çok beğendim. Son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biriydi. Ama benim film zevkim normal bayanlarınkine göre biraz farklıcadır söyliyim :) Ben romantik komedileri değil, aksiyon filmelerini daha bir çok serverim :) 5 TL ye harika bir film izleyincede keyfim çok yerindeydi doğrusu :) Eğer siz de aksiyon filmlerini seviyorsanız; Cepa daki bu fırsatı kaçırmayın derim...



    Koşturup duruyorum derken...

    Koşturup duruyorum derken sen git tam Yıldızların geleceği gün hastalan. Ayağa kalkama. Tüm gün yatakta sürün dur. İstediğim hiç bir şeyi alamadım :( Yapamadım. Sağ olsun hastalık belirtilerim pazar gününden kendini gösterdiği için ve şans eseri o esnada annemler de olduğumuzdan dolayı, annem bir sürü şey yaptı gönderdi. Artık onlarla idare ettik. Ama çok üzüldüm. Aksilik işte..Olacak ya...