5 Eylül 2013 Perşembe

Küçük Bir Karadeniz Kaçamağı - 2

Yorucu bir Kastamonu turu ardından internetten tripadvisor sitesinden bulup tamamen oradaki yorumları baz alarak, gerek fiyatı gerekse yeri çok iyi olduğu için Sinop Mola Hotel'e doğru yola çıktık. Sinop'da da bizi gene yağmur karşıladı. Oteli navigasyon aletiyle kolayca bulduk. Yeri gerçekten çok güzeldi. Tam Sinop'un merkezinde, deniz kenarında idi. Küçücük bir otel olmasına rağmen otelin şaşırtıcı bir şekilde park yeri vardı. Çünkü Sinop'da yollar genel olarak çok dar. Park problemi yaşayabilirdik. Çift kişilik odası 140 tl olan bu şirin otelin odasının beklentimin çok üstünde olduğunu söylemek isterim. Oda bir çok otel odasına göre oldukça genişti. Aynı zamanda denize bakan ufak bir balkonu vardı. Odası da gayet temizdi. Sabah kahvaltısı da bu fiyata dahildi. Eğer Sinop'a giderseniz uygun fiyata, normal bir oda bana yeter, yeri de harikaymış daha ne isterim derseniz bu oteli kesinlikle tavsiye ederim.
Eşyalarımızı bırakınca, yağmura rağmen bir akdeniz sahilini aratmayan hareketliliğini merak edip, sahil kenarına indik. Yol boyunca yürüdük. Güzel aile çay bahçeleri, barlar, balık lokantaları, incik boncuk satan tezgahlar, gemi maketleri dükkanları gördük. Biraz önce de dediğim gibi yağmura rağmen oldukça kalabalıktı. Zaten Sinop'da önce öğretmen evinde, polis evinde, dsi misafirhanesinde, birçok turun tercih ettiğini farkettiğim Diyojen otelde yer bulamadım. Gerçi iyiki de bulamamışım çünkü otelimiz dediğim gibi gayet iyiydi.
Ufak Sinop gezimizden sonra odamıza gelip uyuduk. Yanlız gece boyu deli gibi yağmur yağdı ve hayatımda duymadığım kadar yüksek sesle gürleyen bir gök gördüm :) Sizlerle sabah kalkınca odamızın balkonundan çektiğim manzarayı paylaşayım.

Temel bir kahvaltıda olması gereken herşeyin yeterince bulunduğu açık büfe otel kahvaltımızın ardından Erfelek Tatlıca Takım Şelalelerine doğru yola çıktık. Yanlız bizimkisi yeterince araştırılmadan gidilen bir şelale gezisi olmuş :) Çünkü buraya giderken bir yağmurluk, çamura rahatça bulayabileceğiniz bir ayakkabı ve hatta yedek kıyafetlerle gitmek gerek. Ayakkabı olarak yağmur botu bile tercih edebilirsiniz. Erfelek Şelaleleri, Sinop'un Erfelek ilçesine bağlı Tatlıca köyü yakınlarındaki 27 tane sıra şelaleden oluşmuş bir yer. Yukarıya doğru tırmanarak şelaleleri görebilirsiniz. Yanlız biz hazırlıksız gittiğimiz için sadece ilk ikisini görebildik :) Her yer ya su, ya da kaygan vıcık vıcık yapışkan çamur. Kısmet başka zamanaymış diyerek birer gözleme ve ayran yiyip geri Sinop'a doğru yola çıktık.
Eğer burayı görmek isterseniz dikkate almanızı şiddetle tavsiye edeceğim bir uyarım daha olacak :) O da buraya nasıl ulaşacağınız... Biz navigasyon aletini kurup güzel güzel giderken, alet bizi ana yoldan sola döndürmek istedi. Baktık o yol çok rezalet. Patika, çamur girmedik. Düz devam ettik. Sonra biraz daha gidince bize gene "Bir sonraki sola dönün!" dedi arkadaş. Baktık bu yol dar ama asfaltlı falan...Navigasyon Zeynep'in aklına uyduk döndük :) Yaklaşık 20 km. kadar bu yol böyle devam etti. Çok güzel karadeniz köylerinden geçip böğürtlen, siyah incir yedik. Ama son 10 km de yol yoktu. Taş, çamur, kaygan zemin, bir taraf dağ bir taraf uçurum. Araba biraz kaydı. Ama bir yer vardı ki tüm bunlara ek olarak bir de yokuş aşağıyaydı. Çok stres olduk. Geri de dönemedik. Zar zor indik. Ama meğer bu şelalelere Erfelek üzerinden giden ana bir yol varmış. Navigasyon bizi en kısa yola sokmak istemiş. Ana yol dediğime de bakmayın. Dönerken o yoldan döndük de baya bir bozuktu gene de. Araba yazık mahvoldu. Yani burayı görmek istiyorsanız şu Erfelek üzerinden giden ana yoldan ayrılmayın. Ama o yolun bile baya bir bozuk olduğunu da unutmayın.
Sinop'a geri dönünce Akliman'a gittik. Akliman Sinop'un güzel bir koyu. Akliman'dan hayatımda ilk kez gördüğüm bir yer yüzü şekli olan Hamsilos Fiyorduna gittik. Fiyord denizin karanın içerisine bir akarsu gibi girmesiymiş. Gerçekten çok değişikti. Sinop'da en çok hoşuma giden yerlerden biri diyebilirim. Gördüğünüz resmin sağ tarafı alabildiğine deniz...
Sonra da tabiki Türkiye'nin en kuzey noktasını da görelim dedik ve İnceBurun'a gittik. Bu arada hala hafif yağmur çiseliyordu ve hava oldukça serindi. İnceBurun'da bir deniz feneri var. Burunu tahta çitlerle insanlar daha öteye geçmesin diye çevrelemişler. Ama biz geçtik. Kısa bir süre Türkiye'nin en kuzey kara noktasındaki insanlar olduk :)
Aşağıda kırmızı yuvarlak içine aldığım yer işte bu yukarıda görmüş olduğunuz fener...
Aşağıdaki resimde de gördüğünüz Türkiye'nin en ucundayız a dostlar yüz ifadesi :) O da neyse :))) İşte...
Oradan artık karnımız zil çala çala geri döndük ve otelimize buralarda yiyebileceğimiz güzel ne var diye sorduk. Malesef Sinop'da öyle çok ünlü yiyecek bir şey yok. Bir mantısı bir de Sinop pidesi var. Mantı Teyze'nin Yeri diye küçük bir lokantada çok ünlü. Aslında ben istedim ama Güneş pek yanaşmayınca iyi dedim Sinop pidesi olsun. Otelimizin önerisi üzerine hemen iki dükkan ötedeki Körfez diye bir pide salonunda sinop pidelerimizi yedik. Sinop pidesi yumurtalı falan, değişik bir pide...Ama güzel, fena sayılmaz...
Körfez pide salonu aynı zamanda ev yemekleride yapan gayet temiz ve nezih bir yer. Tavsiye edilir.
Sonra yağmurun izin verdiği kadar Sinop sokaklarını, caddelerini gezdik, gemi maketi yapan dükkanlara girip kendimize Sinop magnetimizi aldık.

Çay bahçesinde oturup çay içtik, tavla oynadık. Yenildim :) Yenilerek noktaladığım bu yorucu günün ardından yattık uyuduk :)

2 yorum:

  1. Tubiscim, yine fotograflar muhtesem! Ne kadar guzel bir fikirmis Karadeniz gezisi! Otelinizden manzaraniz cko guzel gorunuyor. Bir de selaleye ve denize giren akarsuya bayildim. Pideniz de tabi ki muhtesem gorunuyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıldızcım henüz blog yazdığımı pek benimseyemedim sanırım hala...Foto çekmeyi hep unutuyorum :) Bazılarını internetten buldum bu fotoların...Malesef hepsi benim ürünüm değil :) Aslında ben Trabzon,Rize tarafına gitmek çok istiyorum. Ama orası üç gün için çok uzak malesef :) Karadeniz gerçekten çok güzel Yıldız. İnsan doğasına hayran kalıyor ki biz batı karadenize gittik. Kimbilir doğusu ne muhtelşemdir.

      Sil