31 Ocak 2014 Cuma

Karalahana Çorbası

Güneş ne zamandır istiyordu. Ben de hafta sonu eğitimler sırasında keşfettiğimiz karadeniz lokantasında karalahana çorbası içince iyice deneyesim geldi :) Bu lokantayı size önermeyeceğim çünkü çok beğenmedim. Geçen gün de pazarın önünden geçerken karalahana görünce aldım ve hemen de denedim. Tabi bu çorba pek de çorbaya benzemiyor daha çok bir sebze yemeğine benziyor bence. Ama tadı harika, sağlıklı...Yapması da kolay. İşte buyrun bu da tarifi:

KARALAHANA ÇORBASI
Malzemeler:

2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 yemek kaşığı tereyağı
2 adet orta boy kuru soğan
1 yemek kaşığı salça
1 bağ karalahana
1 su bardağı haşlanmış barbunya (fasulye de oluyormuş)
Yarım su bardağı pirinç
6 bardak kaynar su (normal su, et suyu, tavuk suyu)
Karabiber, Tuz ve Pul biber
1 yemek kaşığı mısır unu
Yapılışı:
  1. Zeytinyağı ve tereyağında ince doğradığımız soğanları kavuralım
  2. Salçayı ekleyip bir miktar da salçayla kavuralım
  3. İnce ince doğradığımız karalahanaları koyalım ve karalahanalar hafif yumuşayıp kavruluncaya kadar pişirelim.
  4. Barbunya, pirinci ekleyelim
  5. Suyu koyalım. Tuz ve baharatları ekleyelim.
  6. 30 dakika kaynamaya bırakalım
  7. 30 dakika sonra az ılık suda seyrelttiğimiz mısır ununu yavaş yavaş ve karıştırarak çorbaya ekleyelim
  8. 5 dakika sonra çorbamız hazır.
NOT: Eğer mısır ununu kattıktan sonra çorbanızın biraz daha suya ihtiyacı olduğunu düşünürseniz, biraz daha kaynar su ekleyip bir iki taşım daha kaynatabilirsiniz. Ben öyle yaptım.
Afiyet olsun...

30 Ocak 2014 Perşembe

Frankenstein: Ölümsüzlerin Savaşı

Pazar günü son eğitim günüm şerefine Onur,Güneş üçümüz gittik bu filme. İlk başta bu korku filmi ben girmem falan desem de bilet satan kadının korku filmi değil demesi üzerine bir cesaret girdim. Hakikaten de korku filmi değildi. Macera, aksiyon filmiydi. Saçma sapan kötü görünümlü karakterler vardı tabi :) Ama artık o kadar çok öyle film var ki...Ortalık fantastik film kaynıyor. Alıştık artık onlara. Yolda görsem yabancılık çekmeyeceğim. Mesela "Selam ork. Ben dostum" diye yanına gidebilirim :)
Frankestein'a gelince, daha berbat görünümü olacağını düşündüğüm Frankestein'ı neredeyse yakışıklı yapmışlar :) Buna çok güldüm. Üç boyutlu bir filmdi. Konusu her ne kadar zorlama olsa da aksiyon dolu, hareketli sahneler gene de insanı filmin içine çekiyor. Hadi bu filme gidelim diye evden çıkılmaz sırf bunun için, ama eğer alışveriş merkezindeysen yada canın dışarı çıkmak istiyor da hava buzzz gibi ise gidilebilir :) Ben 10 üzerinden 6,5 veriyorum :)
Bu arada sinema salonları gittikçe kalitesizleşiyor mu yoksa biz yanlış yerler de mi sinemaya gidiyoruz anlamıyorum. En son Armada sinemasından şikayet etmiştim. Şimdi de Cepa...Bunlar da hem aradan sonra hem film başladıktan sonra kapıyı kapatmayı unuttular. İlkini Güneş, ikincisini başka biri kapattı. Ama sorun sadece kapıdan gelen ışık değil ki...Diğer salonlardan da gürültü geliyor. Sesler karışıyordu.İyice gıcık olduk bizde. Valla en güzel sinema evde izlediğin. Gülmeyin bana ama ben daha Geleceğe Dönüş filmlerini seyretmemiştim. İlk ikisini seyrettik evde. Şimdi sıra üçüncüde. Sabırsızlıkla bekliyorum boş vaktimiz olmasını. En güzel sinema evde koltuğunda keyif yaparak izlediğin sinema :)
Eve dönüşümüz de film gibi maceralı oldu gerçi. Filme Onur'un arabasıyla gitmiştik. Gece yarısı çıktık filmden. Arabaya bir bindik araba çalışmıyor :) Garaj bomboş tabi. Taksi çağırdık. Zar zor rica minnet onu o saatte Cepaya sokmayı başardık. Taksiden arabaya akü nakliyesi yaptık ama nafile çalışmadı. Biz de taksiyle döndük eve :)
Haftanın ortasını geçtiğimiz bu gri günün herkes için güzel geçmesini dileyerek gene oradan oraya atlayarak yazdığım yazımı noktalıyorum. Kucak dolusu sevgiler...

28 Ocak 2014 Salı

Kedidili pratik tiramisu

Çook kolay çoook lezzetli bir tatlı sizlere. Benim gibi tiramisu severler için güzel bir tarif :) Normalde tiramisuyu şu hazır pasta pandispanyalarıyla yapardım. Bide bunu denedim. Siz de deneyin bakalım beğenecek misiniz? Ancak boton kek kalıbına ihtiyacımız var :)

Kedidili pratik tiramüsu
Kreması için:
2,5 su bardağı süt
2,5 çorba kaşığı un
1 yumurta sarısı (yumurta irice olabilir :))
5 çorba kaşığı şeker
1 paket vanilya
250 gr. labne peyniri
Üzeri için kakao

Keki için:
15-16 tane kedidili
1 çorba kaşığı nescafe
1 su bardağı ılık su

  1. Muhallebisi için süt, un, yumurta sarısı ve şekeri muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirelim.
  2. Piştikten hemen sonra labne peyniri ve vanilyayı katıp 5 dakika mikserle çırpalım ve ılımasını bekleyelim
  3. Boton kek kalıbımızı streç filmle kaplayalım.
  4. Ilık suyumuzu ve nescafeyi, nescafeler iyice eriyene kadar geniş bir kapta karıştıralım. Arzu ederseniz içine çok az da şeker koyabilirsiniz. Ben koyuyorum yarım tatlı kaşığı kadar.
  5. Şimdi kremamıza üç kat halinde tiramisuya koyacağız. En son koyduğumuz krema katı çok az olacak. 5 kaşık yeterli. İlk iki kata daha çok krema koyacağız. 
  6. Ilımış kremamızı boton kalıbın altına düzgünce yayalım.
  7. Sonra nescafeli suda ıslarttığımız kedi dillerini kremanın üzerine dizelim. Yalnız suyun içinde çok bekletmeyeceğiz. Hemen anında sokup çıkarıyoruz. Ben üç tane yan yana , sonra gene üç tane yanyana diziyorum kedi dillerini. Ama son sıra için tüm bir kedidili boy olrak büyük geliyor. Ben de kedidilini önce bıçakla uygun boya göre kesip sonra ıslatıyorum.
  8. Ortaya döktüğümüz krema biraz önce döktüğümüzden birazcık daha fazla olabilir. En sona 5 kaşık falan krema kalması yeterli.
  9. Tekrar kedidillerini ıslatıp diziyoruz ve en sonda kalan kremayı döküp tiramisumuzu bir gece beklemesi için dolaba kaldırıyoruz.
  10. Yemeden bir müddet önce boton kalıbımızı ıslattığımız uygun bir kaba dikkatlice ters çeviriyoruz.
  11. Streç filmi dikkatlice tatlımızdan ayırıyoruz.
  12. Üzerine süzgeçle bolca kakao serpiyoruz.
Tatlımız hazır. Afiyet olsun :)
NOT: Tatlınızı ikram etmeden hemen önce dolaptan çıkarmanızı ve çok uzun süre dışarıda bekletmemenizi öneriyorum. Ben 1,5 saat falan durutmuştum ikram soframda. Bir şey olmadı ama üzeri çok hafif çatladı. Bilginize... :)

Şekerpare

Bir zamanlar çok güzel bir şekerpare tarifim mevcuttu. Onur bayılırdı bu tarife. Ama maalesef onu kaybettim. İnternette araştırmalarım sonucu aklıma yatan bir tanesini denedim. Çok güzel oldu. Hafif oldu. Özellikle bir gece dolapta bekleyince tadı gerçekten mükemmele yakın olmuş. Eğer bir gün eski tarifimi de bulursam onun tarifini de gene buraya yazarım. Bu blog o yüzden de çok iyi oluyor :) Neyi nasıl yapmıştım; şu tarif nasıldı diye düşünmek yerine kendi bloğumdan hemen bulabiliyorum :)

ŞEKERPARE
Malzemeler:

Hamuru:
 Oda sıcaklığında 250 gr. tereyağı (Tarifte margarin vardı. Ama margarin kullanmam ben)
1 su bardağı pudra şekeri
4 yemek kaşığı irmik
2 yemek kaşığı hindistan cevizi
2 yumurta
Alabildiği kadar un
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Fındık
Şerbeti:
3 su bardağı şeker
4 su bardağı su

  1. Önce şerbetimizi yapıp şekerparelerimiz piştiğinde ılık olmasını sağlamalıyız.
  2. Suyu ve şekeri iyi bir kıvam alana kadar kaynatalım. Kıvam aldığında ılımaya bırakıp hamurumuza geçelim.
  3. Tüm hamur malzemelerini kulak memesi kıvamında hamur elde edene kadar yoğuralım
  4. Şekerparelerimizi yuvarlayıp, yağlı kağıt serili tepsiye diziyoruz
  5. Ortalarına fındıkları batırıp önceden ısıtılmış fırına atıyoruz.
  6. Şekerpareleri şerbetleyeceğimiz tepsiye alıp, fırından çıktıktan yaklaşık 2-3 dakika sonra hemen üzerlerine ılık şerbetimizi dökelim.
  7. Soğuyunca ben dolaba kaldırdım ve dolapta muhafaza ettim. Tadı çok daha lezzetli oldu.
Afiyet olsun.
NOT: Bu şekerparenin irmiği biraz az. Ama bence normali böyle olmalı. Daha fazla irmikli sevenlere uyarı :)

NOT2: Bu arada şekerparelerime şekil vermeden önce ölçü kabı kullandım hamurdan parçalar koparırken. Böylece tüm şekerpareler aynı boyut oldu. Güzel bir fikirmiş bu. Bu fikri sevdim :)

22 Ocak 2014 Çarşamba

Pinterestten seçtiklerim :)

Son zamanlarda pinterestte pek de bir şey bulamaz oldum... Çünkü tüm resimler genelde hep aynı tema :) Valla noodle resmi, çikolata parçalı kurabiye resmi, patates resmi...Daha da bir şey yok. Desenize daha iyisini sen yükle :) Cık o da yok :) Ama ara ara beğendiğim resimler olmuştu. Onları biraz biriktirdim. Şimdi sizlerle paylaşmak için :)

Bu resimde hoşuma giden şey kurabiyeyi şu ölçme kabıyla yapması. Bunu ben düşünememiştim :) Böylece tüm kurabiyeler eşit büyüklükte olur. Hem güzel pişer hem şekli süper olur. Ben de böyle yapacağım kurabiyelerimi bundan sonra :)
Aşağıdaki resmi paylaşma amacım bu aralar bunun benim favori yemeğim olmasıdır. Havuçları hafif zeytinyağı ve tuzla beraber yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine koyup; hop fırına atıyorum. Yanına da ben yoğurda nane ve pul biber (isteğe bağlı sarımsak ezmesi) koyarak sos yapıyorum. Hem sağlıklı hem de leziz oluyor.  Tavsiye ederim.
 Buna da bayıldım. Ne güzel şeyler yaratıyor bu kadınlar :) Şu kalıplardan almıyım almıyım diyorum da nereye kadar dayanırım bilmiyorum. Bence harika bir fikir :)

21 Ocak 2014 Salı

Ben bugünlerde...

Spora yazıldık, neredeyse haftada 4-5 gün akşamları spora gidiyorum :) Çok mutluyum.
Daha az tatlı ve hamur işi yiyorum.
Sanırım 1-1.5 kilo verdim :)
3 hafta sonu üst üste cumartesi pazar eğitime gidiyorum :(
Tatil nedir unuttum :(
Evime zaman ayıramıyorum; dışarıda bir şey yapacak kadar zaman bulamıyorum :(
O yüzden buraya yazacak bir şeylerim yok malesef :(
Ve hala çok istediğim bir şey için dört gözle iyi haber bekliyorum!!!

İstiyorum ki:
Çok istediğim olay bir an önce olumlu gerçekleşsin,
Eğitim bitsin,
Eğlenceli haftasonlarım, mutfağımda geçirdiğim vakitler geri gelsin
ki ben  de sizlere anlatayım :)
Sevgiyle kalın, umarım herkes bu hafta beklediği herşeyin olumlu bir şekilde gerçekleştiğini öğrensin :)

13 Ocak 2014 Pazartesi

Kocişin doğum günü...

Bu hafta sonu sevgili kocamın doğum günüydü. İyi ki doğmuş canım kocam, iyiki benimle...Seni çok seviyorum canım kocam. Daha hep birlikte nice güzel yıllara inşallah :) Allah'a binlerce kez şükürler olsun...

47 Ronin

Efendisi olmayan samuray demekmiş Ronin. Yani film adı üstünde başsız kalan ve ülkesini kurtarmak isteyen 47 samuray hakkında :) Aslında bunlardan biri gerçek bir samuray değil. Bir melez. Ama iyi bir savaşçı aynı zamanda. Her ne kadar 46 Ronin ilk başlarda bunu hep itip kaksalarda sonra kabulleniyorlar başarılarından ötürü :) Hani bir Son Samuray filmi vardı. İşte tam olarak onun gibi bir film diyebilirim. Ama ben severim böyle filmleri. O nedenle zevkle izledim. Gidip izlemenizi de tavsiye ederim. Film 3D.
Yalnız bu filmi Armada' da izledik ve Armada sinemasından şikayetçiyim. Çünkü filmin başlamasına daha baya varken sıraya girerek az daha filmi kaçırmamıza sebep olacak kadar yavaş satıyorlar biletleri. Ayni zamanda ışıkları kapatmayı unuttular. Bazı insanlar gidip uyardı ve filmi kaçırdılar. Aslında bende başını kaçırdım baya çünkü sinir oldum konsantre olamadım.
Benim Ankara'da en çok sinemaya gitmeyi tercih ettiğim yerler Ankamall (IMAX nedeniyle) ve Bilkent. Armada'da çok acayip denk gelmedikçe bir daha film izlemeyeceğim. Hele Kentpark...O ne biçim perde arkadaş! Benim evimdeki TV ile aynı boydalar :)

Paşabahçeden boş çıkamayan kadın sorunsalı :)

Günaydın sevgili okurlar :) Tam olarak yukarıdaki başlıkta yazan soruna sahibim :) Şikayetçi de pek değilim :) Peki neden bu bir sorun? Çünkü evimde bunları koyacak yer kalmadı :) Aşağıdaki güzel fincanları aldım ama inanın bana ki yer bulamadım :) Geçenlerde evimde her hangi bir yere açık raf çaktırabilir miyim diye bakındım bulamadıııııım :) Eğitim sebebiyle her ne kadar üç hafta sonu üst üste işe gitmem gerekse de moralimi iyi tutmak için bunları almak zorundaydım sonuç olarak :) Birisi de beni anlasın canım :)