25 Nisan 2013 Perşembe

Biz bu 23 Nisanda çocuklar gibi şendik, gezdik gezdik :)

20 Nisan sabah 7:30 da kalktık. Bu sefer canım hiç biraz daha uyuycam demedi. Hemen kalktı :) Çıktık yollara. Rota Polonezköy'dü. Orada Evrim ve Barış ile buluşucaktık.
Yol çok güzel geçti. Highway de mola verdik; kahvaltı ettik. Ama biz HGS almayı unutmuşuz nolcak diye ufak çaplı bir panik yaşasak ta çabuk geçti :) Bakalım HGS lerden öte öte geçtik. Ama bir hafta içinde HGS alırsan ceza uygulanmıyormuş.Şimdi HGS yi aldık. Bakalım umarım uygulanmaz. Çünkü ben bu konuda biraz endişesiz davrandım. Güneş daha çok endişelendi. Bir yerden de HGS alma imkanımız vardı ama durdurmadım. Dedim amaan Ankara 'dan alırız. Eğer şimdi HGS cezası yersek, canım da benim başımın etini yiyebilir :)
Her neyse Polonezköy'e ulaştık. Akadaşlkarımız daha gelmemişti. Biz bu arada şu ufak çaplı tahta müzesini gezdik.

Anı evine gittik ama çok enteresan bir şekilde cumartesi günü kapalıymış. İyi de herkes oraya o vakit gezmeye geliyor. Niye kapalıki? Neyse bizde bahçesini dolaştık. Birde kilise varmış orayı gezdik. Ara sokaklarını falan gezdik. Polonezköy çok bakımlı baya güzel bir yer. Yeşillik upuzun çayırlar.



Daha önce internetten okumuştum, Poli teyzenin pasta evi diye. Orayı gördüm baktım internette gördüğüm görüntünün aynısı ancak adı farklı. Adını şimdi hatırlayamadım ama orası zaten Polonezköyün tek pastacısıymış. Mekan çok güzel sıcacık.


Heryerinde bişeyler asılı. Çok eğlenceli. Tatlı bir bahçesi var. Ama biz üşüdük diye içeriye geçtik. Polonezköy böreği ve kestaneli bir pastasından yedim. İtiraf ediyorum ikisini de sevmedim. Sonra Evrim ve Barış geldi. Orada oturmaya devam ettik sohbet ettik. Onlarda böğürtlenli pasta yediler ama bu güzeldi. Bu pastayı beğendim.




Ben gene de burayı yolu Polonezköy'e düşen hertkese tavsiye ederim. Çok şirin oturması güzel. Kahvaltı yapan insanlar vardı etrafımızda fena görünmüyordu kahvaltısı. Hıh şimdi internetten baktım ismi Polina House imiş.





Sonra baktık güneş açtı. Hadi dedik çıkalım gezelim. Biraz daha dolaştık Polonezköy'de. Sonra Evrimler bizi Çekmeköy de mangal yemeye götürdüler. Güzel bir yerdi. Etler lezzetliydi. Ben sevdim. Valla şimdi ismini bilemedim ama sanki Çekmeköy Et Mangal idi. Ne dikkatsizim. Birde blog tutuyorum. Gittiğim yerleri bilmiyorum daha :)
Sonra Evrim ve Barış 'tan ayrıldık. Biz Şile yolunu onlar evlerinin yolunu tuttular :) Sabah çok erken kalkınca birde sevgili tüm gün araba sürünce vede hafif üşüyünce direk otele gidelim dedik. Şile de kendini butik otel olarak tanıtmış ve puanını yüksek görüp aldandığım Violet Park isimli bir otelde kaldık. Yani ben oteli pek tutmadım. Odaya giriyosun. Sadece bir yatak sığmış. İnsanın ruhu sıkışıyor. Pek de temiz bulduğumu söyleyemeyeceğim. Gecesine 150 tl verdik. Tamam az diyceksiniz ama zaten sezon değildi ki. Birde genede 150 tl az para diil azıcık bi kalite be kardeşim. Neyse beğenmedim bida gidip kalmam.

3 yorum:

  1. Ben Polonezkoye gitmedim hic galiba.. :)

    YanıtlaSil
  2. Güzel bir yer Yıldızcım. Bi gün İstanbul'a gezmeye gelirseniz gidin :)

    YanıtlaSil
  3. Yıldızcım yorumlara approval konuyormuş ben de koydum. Belki hiç tanımadığım biri saçma sapan yorum yapabilir diye düşündüm. Ama senin yorumlarına hep mutlu oluyorum, bekliyorum :)

    YanıtlaSil