23 Aralık 2013 Pazartesi

İstanbul Cankurtaran Öğretmenevi

Aslında bu biraz gecikmiş bir yazı oldu. Taa 8-9 Kasım hafta sonuna ait kendileri :) Bu aralar işlerim yoğunca o yüzden pek yazamadım ne yazık ki:)
Biz de bir arkadaşın tavsiyesiyle denedik Cankurtaran Öğretmenevi'ni :) Güneş'in işi çıkınca cuma günü, hafta sonu İstanbul'u biraz gezelim istedik. İstanbul'a çok gittim. Ama tarihi yerlerini o kadar az gezdim ki... Bu sefer dedim Güneş'e tarihi yerlerini gezelim azıcık da. O yüzden kalmak için burayı seçtik. Deniz kenarında, temizlik ve insanın ihtiyaç duyduğu her şeyin yeterince olduğu bir yer Cankurtaran Öğretmenevi. Eminönünde...Tam da tarihin göbeğinde :) Üstelik bir geceliği de sadece kişi başı 55 TL. Ama eğer öğretmenseniz veya öğretmen yakınıysanız 40 TL. Kamu çalışanları içinde indirimliydi galiba. Deniz kenarında her şeyin yeteri miktarda olduğu güzel bir kahvaltıda bonusu :)
Biz Sabiha Gökçen havaalanında indik İstanbul'a. Havaalanından Karaköy otobüsüne oradan da Eminönü vapuruna bindik. Sonra da taksiye binerek "Cankurtaran Öğretmen Evi'ne çek! :) " dedim. Bana iyi bir taksici denk geldi. Ama sonradan öğrendik ki oradaki taksiciler normal vatandaşı sağa sola götürmek istemiyor! Hemen bir bahaneleri mevcut. Çünkü hepsi turist avına çıkmış... Yaklaşık 6 TL falan tuttu taksi. Eğer çok eşyanız yoksa yürüyerek yada tramvayla Sultan Ahmet'e kadar geçip sonra gene yürüyerek de gidebilirsiniz.
Tek sorunu yer bulmak :) Sitesinde hangi zaman aralığı için ne zaman yer ayırtmanız gerektiği yazıyor. O zamanda sabahın erken saatlerinde aramak gerekiyor. İnanmazsınız biz gideceğimiz hafta sonu için rezervasyonu taa Tayland'dan yaptırdık :)
Ama değdi. Çünkü neredeyse Topkapı Sarayı'na yürüme mesafesi 5 dakika. Sonra ver elini Ayasofya, Sultan Ahmet Camii, Yere batan sarnıcı, Gülhane Parkı, Arkeoloji Müzesi, Mısır çarşısı ve Kapalı Çarşı... Bunların hepsini hiç bir vasıtaya binmeden yürüyerek gezdik. Çok harika bir geziydi. Kendime mısır çarşısından el işi kaseler aldım :) Baharatlar, değişik çaylar aldım. Ama biraz pahalıca idi :) Bu arada İstanbul Arkeoloji müzesini gezmelisiniz mutlaka...Gördüğüm çoğu şeye gerçekten inanamadım :)
 İşte Ayasofya...
Sultan Ahmet Camii
Yere batan sarnıcı...Buraya büyülendim adeta...
 İlk yazılı Kadeş Antlaşmasının İstanbul Arkeoloji Müzesinde olduğunu bilenler parmak kaldırsın :) Ben görünce bir müddet ağzımı kapatamadım da :)
Mısır Çarşısı ve aldığım çaylardan biri: Yasemin çiçeği...Sıcak suya atınca açıveriyor yapraklarını ama ben tadını pek sevmedim :)
 Kapalı Çarşı...Elimde mikrofon olsa sanki Altın piyasasını anlatacağım size gibi durmuşum :)
Galata kulesi (Foto ben çekmemişim :( Unutmuşum yada Güneş'in kiyle çekmişiz hatırlamıyorum. Alıntı yani :))
Sonra gene hiç trafiğe girmeden tramvay ve füniküler Taksim'e geçtik. Minik bir Gezi parkı gezisinden sonra, İstiklal Caddesi'ni yürüdük boydan boya...Taa Galata kulesi'ne kadar gittik. Bir kahve molasının ardından kulenin tepesine bile çıktık. Manzara çok güzeldi ama çok kalabalıktı. Sonra otobüsle Ortaköy'e geçtik. Birer kumpir ve waffle dan sonra maalesef gitme vaktimiz geldi :) Ama gerçekten çok güzel ve verimli bir hafta sonu geçirmiş olduk :)
İstanbul'u gezmek isteyen ama nerede kalacağını ve nasıl gezeceğini bilmeyenlere burayı çok şiddetle öneririm. Bu arada öğretmenevinin bir emanet odası da mevcut. Çıkacağımız gün eşyalarımızı oraya bırakıp İstanbul'u elimizi kolumuzu sallaya sallaya gezdik :) Sonra eşyaları alıp geldiğimiz şekilde havaalanına geri gittik :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder