11 Aralık 2013 Çarşamba

Kereviz, sen ne güzel şeymişsin :)

Bizim evde hiç kereviz yeme adeti yoktur. Nedense hiç alıp pişirip de yemezdik. Evdeki herkeste genel olarak "Kereviz mi ıyy" tepkisi vardı :) Hatta küçükken halamlarda yanlışlıkla patates sanıp ağzıma attığım kerevizi daha çiğnemeden yargılamıştım bile :) Ama son zamanlarda annemin evde gittiğimde bazen kereviz görür oldum. Ama her zaman ki gibi tadına bile bakmadım :)
Bu aralar Güneş'le her hafta 100. yıl pazarına gidip taze sebze meyve alma kararı aldık. Pazara gidip bakınıyoruz, canımızın istediği şeylerden alıp geliyoruz. Bu da kışın hafta sonu yapacak bir şey bulamadığın canım Ankara'da bir uğraş oldu bize adeta :)
İşte bu pazar gezilerimizin en sonunda Güneş'in gözüne takılan kereviz, kerevizle olan 30 yıllık dargınlığımı bozdu :) İkimizde sanki patlayıcı bir maddeye bakıyormuş gibi kerevizlerin önünde dikilip "Alsak mı? Sevmiyoruz, yemiyoruz ama çok faydalı diyorlar" gibi konuşmalar yaparken, pazarcının da olaya dahil olması üzerine ikna olup aldık.
Dedim madem kereviz aldım, şu çok meşhur olan portakallı kereviz pişireyim. Pişiririm ama asla yemem diye düşünüyorum içimden de :) Her zamanki gibi internetten bir çok tarife bakıp, mantıklı olanı seçtim ve yaptım. Yemek pişti. Güneş tadına bakmak istedi. Ben yemem diye şartlandığım için, Güneş tadına bakacak diye sevinerek kocacıma bir miktar koydum. Ve sonuç "Aaaa, ne güzel olmuş. Çok güzelmiş. Harikaymış." diyerek ikinci tabağı isteyen kocama hayretler içinde baktım ve bir cesaret ben de merakımdan tadına baktım :) Sonra da kereviz yemediğim günlere yanıp, kerevize haksızlık ettiğimi anladım. İşin şakası bir kenara gerçekten harika olmuştu. Kışın C vitamini deposu olan portakallı kerevizi valla dolabımdan eksik etmem artık diye düşünüyorum. Tarifi aşağıda verdim. Herkese benim gibi ön yargılıysanız, ön yargılarınızı bir tarafa bırakıp mutlaka denemenizi öneririm :)
NOT: Sanki kereviz alıp, pişirip yemedik de, başımızdan acayip bir serüven geçmiş gibi anlatmışım olayı bu arada. Ne yapayım 30 yıldır kereviz yemeyip, yiyince de bayıldığım için büyük bir olay sonuçta bu benim açımdan:)

PORTAKALLI KEREVİZ
2 tane kereviz (orta boy)
2 tane havuç  (orta boy)
Yarım limon
1 soğan
Zeytin yağı
1 küp şeker
tuz
1 bardak portakal suyu (Taze sıkılmış. Benim 3 portakalıma denk geldi)

Kerevizlerin saplarını kesip, soydum. Soyduğum kerevizleri dilim dilim doğrayıp, her dilimi dörde böldüm.
Yarım limonu sıktığım suya doğradığım kerevizleri attım, onları beklemeye aldım. (Kerevizlerin limonlu suda beklemesi önemliymiş!)
Zeytinyağını tencereye koyup, yağı ısıttım.
Soğanı çeyrek soğan halkası şeklinde kestim; yağın içerisine attım.
Soğanları attıktan 2-3 dakika sonra halka şeklinde doğradığım havuçları tencereye attım.
Havuçlar kavrulunca, süzdüğüm kerevizleri tencereye koydum.
Küp şeker, tuz ve portakal suyunu ekleyip, kerevizler yumuşayana dek pişirdim.
Ilıdıktan sonra servis yapabilirsiniz.
Küçük bir not: Kereviz bir gece dolapta beklerse daha lezzetli oluyormuş.
Daha küçük bir not: Ben sevmediğim için kullanmadım ama sevenler için servis ederken maydanoz ve dere otu kullanılması öneriliyormuş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder